Askerlik Yılları

Tuzla Piyade Okuluna teslim oldu.

Paris’te yapılan yarışmadan döndükten sonra Askeri Mahkemeye çıkan ve mazereti geçerli görülen Olcayto Ahmet Tuğsuz 1978 Ağustos ayında ilk 4 aylık eğitimi için Tuzla Piyade Okulu’na teslim oldu.

İlk bir araya gelinip boy sırasına girildiğinde anlamadığı bir sebeple asteğmen adaylarının sürekli yer değiştirdiklerini gördü ve bir anlam veremedi. Sıra silah dağıtımına geldiğinde 7. Sıradakiler ağırlığı “16 kilo olan bir makineli tüfek verildiğini görünce sebebini anladı. Kısa bir süre sonra oldukça ilginç bir kişiliğe sahip olan Bölük Komutanı Yzb. Erkan AKTALAY makineliler de normal G3’ler ile değişsin dediğinde tüm makineli tüfek taşıyanlar bayram yaparken o makineli tüfeğini vermeyi reddetti. Bir sebeple yakın dost olduğu yüzbaşı yanına gelip de “yahu ben bu emri aslında senin için verdim” dediğinde de karartından vazgeçmedi. Okulun son günü yapılan ananevi 30 Km yürüyüşünde de her 10 dakikada bir makineli tüfekleri taşıyanlar değişsin emrine de uymayarak 30 Km boyunca makineli tüfeği kendisi taşıdı.

Piyade Okullu’nda dağıtım için kıstas olması amacı ile yapılan İngilizce imtihanında en yüksek notu aldığı için 4 ay sonrasında adına gelen tayinle Genelkurmay Başkanlığı İstihbarat Dairesi’ne atandı.

Genelkurmay’daki Askerliği süresince Tuzla Piyade Okulu’nda tanıştığı ve tayini yine Gnkur. Bşk.lığı adına çıkan, daha sonraları Reklamcılık Vakfı Başkan Vekilliği yapacak olan Cin Kapancı ile Gaziosmanpaşa’da paylaştığı bir evde yaşadı.

Askerliği süresince gösterdiği disiplin anlayışı nedeni ile şubesindeki komutanları onunla sık sık “Olcayto sen teskere bırak “diye şakalaştılar.

Sefer Görev Emri Aldı…

Olcayto Ahmet Tuğsuz Genelkurmay Başkanlığı’ndaki askerliği sona erdikten bir süre sonra bir Sefer Görev Emri aldı. Bu herhangi bir savaş çıkması halinde kendisinin ihtiyat subayı olarak silah altına alınacağı manasına geliyordu. Bu durum nedeni ile de her pasaport yenileme gerektiğinde (o zamanlar pasapırtlar çok kısa süreler için veriliyordu) Askerlik Şubesi’ne gişdip bir yazı almak zorunda kalıyordu. Bu gidişlerinden birinde şubedeki yetkili kendisine “siz sık sık yurt dışına çıktığınız için bu Sefer Görev Emri’ni kaldırtabilirsiniz dedi ancak Tuğsuz makineli tüfek örneğinde olduğu gibi bunu bir görev olarak telakki ettiğinden kabul etmedi.

Ne var ki hiç ummadığı bir anda, 35 yaşında genç arkadaşları ile Uluslararası İşletmecilik masterı yaparken Sefer Görev Emri tatbikat yazısı kendisine ulaştı. Üniversite yönetimine başvurarak bununla ilgili bir yazı aldı ve bu görev emrini erteleyebildi.

Fakat askerlikte her zaman geçerli olduğu gibi görevden kaçması mümkün olmadığından master sonrası Net Holding bünyesinde kendisinin sıfırdan kurup faaliyete geçireceği bir şirkette Genel Müdür olarak çalışmaya başladığı günlerde Sefer Görev Emri tekrarlandı.

Daha henüz yeni başladığı bir görevi ihmal etmesi söz konusu olamayacağından bu sefer de subay kökenli bir ailenin kızı olan Seyyal Taner’in aile dostları olan bir tabib subaydan rapor alarak bunu tekrar erteledi ve çıktığı mahkemede de yine beraat etti.

Sefer Görev Tatbikat Emri son kez daha kendisine ulaştırıldığında başında olduğu şirketi artık onsuz da kısa bir süre için her hangi bir problem yaşamadan faaliyetlerine devam edebileceği bir noktaya getirmişti ve Uzunköprü’de olan tabura gidip teslim oldu. İşin ilginç olan tarafı bu görev emirlerinde normal olarak yüzlerce ihtiyat subayı aynı anda birliklere dağıtıldıkları halde gecikmeler nedeni ile Olcayto Ahmet Tuğsuz o dönem birliğe teslim olan tek kişiydi. Yani sefer görev emirlerinde toplu eğitimler veriliyor olmasına ragmen böyle bir durum söz konusu olamayacağından bir bölüğe komutan yardımcısı olarak atandı.

Kendisini odasına davet eden Tabur Komutanı Binbaşı Mehmet Manap duvarda asılı olan bir panoya işaret ederek şunları söyledi “Görüyorsun ki bu panoda şu anda bu taburda görev yapan subayların fotoğrafları ve görev yerleri asılı. Ancak bu panoda fotoğrafı hiç değişmeyecek tek kişi sensin çünkü bizler hepimiz yeni görevlere atanacağız ama sen Yunanistan ile bir savaş çıkması halinde hemen buraya çağırılacaksın ve görevin de en ön saflarda botlar ile Meriç nehrini geçerek Yunan topraklarına ayak basmak. Ama sizin zayiat oranınınız % 100. Aranızda sağ kalan olmayacak ve sadece arkadan gelen birliklere yol açmak ve zaman kazandırmak için bu görevi yapacaksınız.

Olcayto Ahmet Tuğsuz bugün “O gün hiç aklımda olmasa da bundan hemen 5 yıl sonra Türk – Yunan ilişkilerini düzeltmek için Efes Antik Tiyatro’da KALİMERHABA adlı bir dostluk konseri organizasyonu yapacağım kimin aklına gelirdi ki”diyor.