I Didn’t Know

I Didn’t Know Nektarios Tyrakis’in bana gönderdiği şarkı sözlerinden biriydi. Bestelemek üzere sözlerin karşısına oturup da beste bittiğinde elimizde son derecede yumuşak, duygusal bir “slow” şarkı vardı.

JE M’ADORE JE M’ADORE JE

I DIDN’T KNOW

I Didn’t Know Nektarios Tyrakis’in bana gönderdiği şarkı sözlerinden biriydi.

Bestelemek üzere sözlerin karşısına oturup da beste bittiğinde elimizde son derecede yumuşak, duygusal bir “slow” şarkı vardı.
Serhat da ben de şarkıya aşık olduk ve bir an önce kayda girmek istedik.

Je M’adore için Guy Waku ile yaptığımız çalışmadan son derecede memnunduk ama I Didn’t Know için bol bol yaylılar istediğimden bu şarkıda Total Disguise’de olduğu gibi bir senfoni yazacak kadar klasik müzik bilgisine sahip olan Cyril Orcel ile çalışmayı tercih ettim.

Cyril orcel Piano concerto part 1 “Patetico”

Cyril orcel Piano concerto part 2 “Moderato”

Piyanoyu çalan Cyril Orcel

Kayıtlar sonuçlandığında elimizde tam istediğimiz gibi romantik duygulara hitap eden harika bir slow şarkı vardı.

Nereden aklımıza geldi bilmiyorum ama şarkının bu halini bir kaç kez dinledikten sonra o gün için öyle bir şey söz konusu bile olmadığı halde Serhat ile bu şarkı ile Eurovision yarışmalarına katılmamız halinde artık şablon haline gelmiş ve hepsi birbirine benzeyen yapmacık “Eurovision Şarkıları” arasından sıyrılarak büyük başarı kazanacağı konusunda sürekli olarak konuşur olduk.

Sık sık tekrarladığım bir şey vardır “ benim tüm bestelerim içinde gizli ritm barındırır ve en slow olduğunu sandığınız bir şarkıda bile yapılacak düzenlemeye bağlı olarak çılgınca dans edebilirsiniz.

Serhat bir gün “ hadi bu şarkının bir de ‘disco’ versiyonunu yapalım” dedi. Bu fikir bana da cazip geldi ve bu sefer Guy Waku ile stüdyoya girdik ve diskonun parlak günlerini anımsatan bir “disco” versiyonu kaydettik.

Bunun ne kadar büyük bir işe yarayacağını hiç birimiz o gün bilemezdik.

Ve tam o günlerde hiç umulmadık bir teklif ile karşı karşıya geldik.

2008 yılından itibaren Eurovision yarışmalarına katılma hakkına sahip olan ve çok küçük bir ülke olduğu için besteci ve şarkıcılarını hep başka ülkelerden seçen San Marino 2013, 2014 ve 2015 yıllarında seçimini bu yarışmada 25 kez finalde yer alarak Eurovision tarihinin en büyük rekoruna sahip olan ve benim Türkiye’yi temsil ettiğim 1982 yılında Nicole’ün söylediği Ein Büchen Frieden adlı şarkısı ile 1.lik ödülünü kazanan Ralph Siegel ‘den yana kullanmıştı.

Ama alınan sonuçlardan memnun kalmadıklarından yeni bir besteci ve şarkıcı arayışına girmiş , bu amaçla İtalya’nın önde gelen menejerlerinden Marco Vanuzzi’ye başvurmuş o da Total Disguise ve Je M’adore adlı şarkılarımızın başarısından etkilenerek bizi önermişti.

Bu haber bize ulaştığında sevinçten ne yapacağımızı şaşırdık çünkü Serhat’ın Eurovision Şarkı Yarışmaları’na olan ilgisi ve bu konudaki bilgisi benden bile çok daha fazla idi.

Benim açımdan ise 1987 yılında son kez katıldığım ve ödülümü alırken canlı yayında “ bu benim son yarışmam” diye yaptığım açıklama sonrasında uzak kaldığım bu yarışmaya en son katıldığım şehir olan Brüksel’den tekrar katılabilecek olmak büyük bir tesadüf ve şans idi.

Daha da ilginci bizi buraya getiren yolun başında da o 1987 yılının sunucuu olan Viktor Lazlo , ve Serhat ve onun için yapıp kayıtlarını da yine Brüksel’de yaptığımızı Total Disguise adlı beste vardı.

İlginç tesadüfler burada da bitmiyordu. İkimiz de ortada hiç bir emare dahi yokken I Didn’t Know adlı şarkımızın tam Eurovision’luk bir şarkı olduğunu aramızda bir çok kez konuşmuştuk ve işte birden elimize böyle bir fırsat geçmişti.

Şimdi şarkımızı dinletmek ve kabul etmelerini beklememiz gerekiyordu.

Bunun üzerine hızla Marco Vanuzzi ve San Marino Televizyonu’nun temsilcisi Alessandro Capicchioni ile Brüksel’de çalıştığımız stüdyoda bir araya geldik ve şarkımızı dinlettik.

Her ikisi de dinledikleri anda bizimle aynı fikirde olduklarını söylediler ve böylelikle Eurovision maceramız başlamış oldu.
Ben katıldığım Eurovision şarkı yarışmalarından bahsederken yaşadığım keyfi daha iyi vurgulamak açısından bunlardan hep olumlu bir anlam yükleyerek Eurovision maceram diye bahsederdim. Ama bu seferki maceramız kelimenin sözlük anlamı ile çok daha heyecanlı oldu.

Yapılması gereken bir çok şey vardı ama şarkımız slow bir şarkı olduğu için sahnede Serhat dışında kimseye ihtiyacımız yoktu. Tecrübelerime dayanarak son yıllarda nerede ise tüm ülkelerin saçma sapan koreografiler ve rengarenk giysiler ile katıldıkları bu yarışmada farkımızı bir taburede oturararak şarkısını bir takip ışığı altında en samimi ve doğal hali ile tek başına söyleyecek Serhat ile ortaya koyacaktık.

San Marino adına yarıştığımız için şarkının bir İtalyanca versiyonunun olmasının doğru olacağına karar verdik ve bize Eurovision’da yarışma fırsatını getiren menejerimiz Marco Vanuzzi’nin inisiyatifi ile İtalya’nın ünlü şarkıcı ve bestecilerinden, Bocelli için yazdığı şarkı sözleri de olan Mariella Nava Non Ero İo adlı sözleri yazdı.

Önemli olan şarkıdaki duyguyu SMS atarak sonuca etkili olacak izleyiciler ile sadece SMS ile sonucun belirlenmesinin Türkiye gibi bazı ülkelere avantaj sağladığının farkına varılması sonrasında % 5O ağırlık ile oylamaya katılan profesyonel jüriye geçirebilmekti.

Mariella Nava – Wikipedia

Je M’adore ile büyük bir çıkış yaşadığımızdan bir de Fransızca versiyonu olsun dedik ve Fransa’da çalıştığımız ekibin aracılığı ile Fransızca sözleri de Paris’te sahneye konulan Oz Büyücüsü, Mamma Mia ve Grease gibi dünyaca ünlü müzikallerin Fransızca sözlerini de yazan Stepane Laporte üstlendi. (Comment Savoir)

Stéphane Laporte / Director

Je M’adore klibimizde yer alan Carla Estarque ve Aurelie Giboire Mugler Follies’in bir sahnesinde
Vokalist ve dansçı aramak için zaman harcamayacağımızdan bu zamanı mümkün olduğunca iyi bir klip çekmekte kullanarak büyük bir avantaj sağlayabilirdik.

Her şey o kadar hızlı gelişti ki sonrasında yaşananlar nedeni ile bugün bile hala nasıl olduğunu bilmediğim bir biçimde bir gün klip yönetmeninin dünyaca ünlü modacı Thierry Mugler olacağını öğrendim.

Mugler dünyanın en ünlü modacılarından biri olmasının yanında o aralar Paris’in en gözde showu olan Mugler Follies’i sahneye koyan kişi idi.

CARLA Mugler Follies Broşüründe
Bundan da önemlisi George Michael’ın “Too Funky” adlı klibinin de yönetmeni idi
Ama en şaşırtıcı olanı Serhat’ın tam bir Mugler aşığı olması idi. Çok pahalı olmalarına rağmen gardrobunda sayısız Mugler takımı vardı ve sadece Mugler parfümleri kullanırdı.

Yani bu seçim onun için bir rüya gibiydi.

Bir akşamüstü Paris’in en prestijli otellerinden biri olan ve dünyaca ünlü Cafe de Paix’nin de bünyesinde yer aldığı Grand Intercontinental otelin suitlerinden birinde Thierry Mugler ve sağ kolu Jean Baptite ile bir araya geldik. Bir zamanların son derecede yakışıklı tasarımcısı Mugler belli ki steroidler kullanarak vücusunu inanılmaz derecede geliştirmiş yüzü de estetik ameliyatları ile bambaşka bir görünüme kavuşmuştu. Ama karizması yine de hemen hissediliyordu.

Mugler Kim Kardashian İle
Mugler’in elinde klibin senaryosu ve akışının çizgiler ile gösterildiği bir “storyboard” vardı.

Serhat klipte bir “monokl” takıyordu.

Benim şarkıdan ümitli olmamın en büyük nedenlerinden biri sözlerin, melodinin ve düzenlemenin taşıdığı saf , doğal duygular olduğundan sunumunda da da aynı prensipten hareket etmeyi planlıyordum.

O yüzden bu monokl fikri biraz rahatsız edici geldi ama muhatabımız hayatı başarılar ile dolu Thierry Mugler idi. Ona da müdahale edecek değildik. Mutlaka bir bildiği vardı. Belli ki dikkat çekmek istiyordu ve klip genelinde mutlaka vermek istediğimiz duyguyu verecekti.

Yanında getirdiği bu konuya yıllarını verdiği her halinden anlaşılan terzi hemen Serhat’ın ölçülerini aldı , Mugler her birimize yanında getirdiği parfümlerindenhediye etti ve klip günü buluşmak üzere birbirimize veda ettik.

Bir kaç gün sonra bu kadar büyük bir isimle çalışıyor olmanın mutluğu içinde klibin çekileceği mekana hareket ettik.

İçeri girdiğimizde bizi son derecede profesyonel bir ortam karşıladı.

Serhat giysisini giydi. Giysi de yine Mugler’den beklediğimiz bir görüntü değildi ama güvenimiz hala devam ediyordu. Terzi hemen giysinin üzerinde bazı revizyonlar yaptı. Serhat bu arada makyaja alındı. Çeşitli şapkalar denendi ve biri seçildi. Sıra “monokl”a geldiğinde içim biraz cızz etti.

O gün telefonumla çektiğim videoları bugün izlediğimde sürekli “çok güzel olacak” “çok güzel olacak” dediğimi duyuyorum ama bu sanırım kendimi buna inandırma psikolojimin bana söylettiği cümleler idi. Buna çok inandığım da söylenemezdi.

Mugler yüzümdeki ifadeden mutlu olmadığımı anlamış olmalı ki bir ara yanıma gelip iltifatlarda bulundu ve bunu besteci yazmalı diyerek klipte yer alacak bir kartpostalın içine yer alacak “together 4 ever” adlı yazıyı benim yazmamı istedi.

Sık sık çekim mekanından dışarı sokağa çıktığımı , kahve üstüne kahve içtiğimi bugünmüş gibi hatırlıyorum.

Çekimler bittiğinde kafamda bir çok zoru işareti ile otelime geri döndüm.,

Çekimden üç gün sonra Paris’te bir basın toplantısı ile Eurovision şarkımızı tanıtacak, klibimizi medya karşısında ilk defa oynatacak ve tüm ülkeler ile birlikte aynı gün internete yükleyecektik.

Çekimlerde mutlu değildim ama adı “montaj” olan sihirli bir dokunuş vardı. Belki de sonuçta karşımıza hiç umulmadık harika bir klip çıkacaktı.

Bu ümitle iki gün klibin son halini almasını bekledik.

Basın toplantısından bir gün önce bu sefer akşam Mugler ve Jean Baptiste ellerinde klibin montajlanmış hali ile otelimize geldiler. Büyük ekran bir televizyon bu kritik an için hazır bekliyordu. Klibin daha ilk görüntüleri dönmeye başladığında artık yüzde yüz emin olmuştum ki bizi bütün hayallerimizi yıkacak çok zor günler bekliyordu.

Serhat’ın yakın arkadaşı ve BNP Paribas bankası Türkiye Genel Müdürü Cemal Kişmir o günlerde tesadüfen Paris’te idi ve o an da yanımızdaydı. Onun yüzündeki şaşkın ifadeyi hiç bir zaman unutamayacağım.

Serhat biraz mecburiyetten biraz da Mugler’e olan hayranlığından olsa gerek ik anlarda bizim kadar büyük bir panik yaşamadı. Belki de öyle olmak zorundaydı çünkü o an için yapılabilecek bir şey yoktu.

Fazla konuşmadan o gece ayrıldık ve ben ertesi sabah erkenden gerekirse mesleki tecrübemle müdahale etmek üzere basın toplantısının yapılacağı salona, hazırlıkların başında olmaya gittim.

Hazırlıklar müdahale etmeme gerek duyulmayacak kadar başarılı bir biçimde sona erdi.

Ve öğleden sonra Serhat , ben, San Marino TV Genel Müdürü Carlo Romeo, Delegasyon Şefi Alessandro Capicchioni ve Mugler’i temsilen Jean Baptiste Rougeot medya mensuplarının karşısında yerimizi aldık.

Eurovision 2016: press conference Serhat – San Marino Paris (song reveal)

Serhat Hacıpaşaoğlu Eurovision’da San Marino için Söyleyeceği Parçayı Tanıttı

Karşılıklı konuşmalar gayet güzel geçti ama sıra klibi izlemeye gelince ortada buz gibi bir havanın estiğini fark etmemek mümkün değildi.

Medya mensupları ile fotoğraf çekimleri bittikten hemen sonra Serhat’a “ Serhat bak internet dünyası hayatlarında hiç bir başarı elde edememiş kişilerin ona buna saldırdıkları, çirkin şeyler yazdıkları bir ortam. Sakın bunların etkisinde kalma” diyerek olası ağır eleştirilere karşı hazırlamaya çalışmıştım. Örnek olarak da dünyanın en ünlü şarkıcıların videoları altına yazılan son derecede çirkin yazıları göstermiştim.

Ama biz Total Disguise sonrasında sadece olumlu eleştiriler almaya alışmıştık.

O gün arkı internete yüklendi ve ertesi gün son derecede ağır eleştiriler ile güne uyandık.Serhat tabii ki bu eleştiriler karşısında son derecede üzüldü. Üzülmeyecek gibi de değildi.

Eğer bu eleştiriler haksız olsaydı umurum dahi olmazdı ama açıkçası ben de aynı hisler içindeydim. Son derecede güvendiğim bir bestem bu klip yüzünden tüm değerini kaybetmişti.

Ve hemen önerimi ortaya attım . Şarkının “disco” versiyonu ile yarışmaya katılalım.

Ve bu önerim anında herkes tarafından kabul gördü.

Tek problem bu kısa süre içerisinde ve hangi bütçe ile nasıl yeni bir klip yapabilecektik. Açıkçası bu mümkün değildi. Ama ona da hemen bir çözüm buldum.

Disco versiyonunu Altın Kelebak Ödülleri töreninde There Must Be A Way adlı şarkımızın çekilen görüntüleri üstüne yükleyecektik. Serhat’ın İstanbul’daki iş yerinde bunu en iyi biçimde yapabilecek bir çalışanı vardı. Bir kaç deneme sonrasında ancak çok dikkatli izleyicilerin fark edebileceği kadar müzikle uyumlu bir vidoya ulaştık ve Mugler klibini hemen internetten çekerek bunu yükledik.

Yalnız bu kararımız bizi bazı konularda hızla çalışmak zorunda bırakıyordu. Slow versiyonunda Serhat tek başına sahnede olacaktı. Disco versiyonu söz konusu olunca Serhat ile birlikte sahnede yer alacak ve hem sesi hem de dans yeteneği çok iyi olan vokalistler bulmak zorundaydık.

Bu çok zor bir safha da olsa çok da büyük bir şansa sahiptik. Je M’adore klip çekimlerinde birlikte çalıştığımız şirketin ne kadar etkin ve yetkin bir şirket olduğundan Je M’adore başlığı altında bahsetmiştim.

Hemen onlarla konuştuk ve bizi Jasmine Roy isminde bir vokal koçu ile tanıştırdılar.

Jasmine Roy – Wikipedia

EUROVISION VOKALİST SEÇMELERİ

Jasmine ile görüşür görüşmez anlaştım ve kendisine hemen güvendim. Kendisinden bizim için dans da edebilen şarkıcılardan oluşan bir seçme organize etmesini istedim.

Vokalistlerin erkek mi, kız mı, yoksa karma bir ekipten mi oluşacağına ancak seçmelerden sonra karar verecektim.

Seçme günü geldiğinde beni kalabalık bir grup insan bekliyordu.

Gelenlerin önce seslerini dinleyerek bir ön eleme yaptım. Fiziki görüntü de önemli olduğu için sesleri çok iyi , hatta dans yetenekleri de olsa kimseyi gücendirmeden bu arada bir fiziki görüntü elemesi de yapmış oldum.

Daha sonra dans elemelerine geçtik. koreografımız adaylardan belirli bir dans figürünü yapmasını istedi. Çünkü kendi başınıza çok iyi dans edebilirsiniz ama koreografın verdiği hareketleri hemen yapabiliyor olmanız da en az bunun kadar önemlidir.

İlk elemelerden sonra aradığımı bulabilmiş olmanın mutluluğu biçimde sayıyı sekize indirdim. Son bir seçim sonrası da nihai kararımı verdim.

Ellia Palazzi ,Caroline Hauwel, Emilie Weber, Jessica Flores ve Ophelie Crispin Eurovision için bizimle beraber olacaklardı. Tarihleri ve şartları zaten elemeler başlamadan tüm adaylar ile paylaşmıştım.

Ertesi gün bu 5 vokalist ve Jasmine ile tekrar bir araya geldik ve vokallerde her birinin armoni içindeki hangi sesi söyleyeceğine karar verdim.

Artık içim rahat İstanbul’a dönecektim ve bu konuda son derecede tecrübeli olan Jasmine de vokalistleri bu verdiğim sesler göre çalıştıracaktı.

Koreografi için aklımızda bir isim zaten vardı.

Je M’adore klibinde “styling” i yapan Lia Dillenseger’in daha sonraları eski bir dansçı ve koreograf da olduğunu öğrenmiştik ve Altın Kelebek Ödül Töreni için İstanbul’a gelen dansçıların Je M’adore ve There Must Be A Way için sahneledikleri koreografiyi o yapmıştı.

Aynı gün onunla buluştum, aklımdan geçenleri anlattım ve ertesi gün İstanbul’a döndüm.

Lia ve Jasmine bu arada sık sık buluşacaklar ve bir yandan ses provaları yapılırken Lia da koreografi çalıştırması yapacaktı. Böylelikle sahnede yer alacak “show”un önceden bire bir yaşanmassı ve gerekli düzeltmelerin yapılması da sağlanmış olacaktı.

İstanbul dönüşünde Serhat ile bir araya geldiğimizde birden aklımıza bir fikir geldi. Eurovision şartnamesi şarkıcı / dansçı / vokalist olmak üzere sahnede en fazla 6 kişinin bulunmasına izin veriyordu.

Son yıllarda bu yarışmada teknoloji o kadaar yoğun kullanılıyordu ki biz de “hologram” kullanarak kendimize bir avantaj sağlayabilirdik.

Kısa bir araştırma sonrasında bu konudaki en iyi firmanın merkezi Londra’da olan Hello Charlie (HC) olduğunu öğrendik.

Bana bir Londra yolculuğu gözüküyordu.

Dansçılar ve Lia sabah Paris’ten gelecekler , gün boyu hologram çekimleri yapılacak , onlar akşam tekrar Paris’e dönerken ben bir gün daha kalacak HC’deki hologram montajlarına yön verdikten sonra Hello Charlie çalışmalarına devam edecek,montajdaki tüm gelişmeleri mail ile bana gönderecekler ve revize yapa yapa çalışmaya son halini verecektik.

Çekimler son derecede verimli geçti. Dansçılar tek tek hologram kaydına alınıyordu. Daha sonra bu tek çekimler istediğimiz biçimde ikili, üçlü hatta onlu olarak bir araya getirilecekti.

Ertesi sabah ilk çalışmalara nezaret edip, yönlendirmelerimi yaptıktan sonra içim rahat İstanbul’a döndüm.

HOLOGRAM ÇEKİMİ

Bu arada son yıllarda şarkıcılar şarkılarını söylerlerken arkadaki dev ekranda bazı ışık oyunları ve dijital görüntülerin yer alması bir standart uygulama haline gelmişti.

Bunu yapmak için Nicoline Refsing isimli bu konuda daha önce de tecrübesi olan Danimarka’lı bir hanım ile anlaşılmıştı. Yaptığımız ilk görüntülü konferans konuşmasında bu hanımı gözüm tutmadı , Bizim ekibe bunu da belirttim ama yapacak bir şey yoktu, zaman çok kısıtlıydı ve en iyisinin olması için dua ederek devam edecektik.

MARCO VANUZZİ, NICOLINE REFSING, LIA VE BEN

PARİS EUROVISION SAHNE PROVASI

Bu arada hologram ve sahne görüntüleri konusundaki karşılıklı yazışmalar sürüyordu. Hello Charlie ile ne kadar iyi anlaşsam da sahne görüntülerini hazırlamak için seçilen Nicoline ile o kadar ters düşüyordum ve sonunda pes ettim.

Hareket hiç bitmiyordu sırada Jsmine ve Lia ile vokal ve koreografi çalışmalarını bitirmiş vokalistlerle Serhat’ın birlikte çalışmaları için Paris’e gitmek vardı.

Hızla bunu da gerçekleştirdik. Paris’te Lia’nın “styling” konusunda ne kadar başarılı ise koreografi konusunda da o kadar başarılı olduğunu ilk görüşte anladım ve içim rahat etti.

YAPTIĞIMIZ YAZIŞMALARDAN BİR ÖRNEK


NICOLE’DEN BANA ve diğer ilgili kişilere

From: Nicoline Refsing
> To: oatugsuz
> Cc: Katie-Jane Yates-Smith , Marco Vannuzzi, Jason Mullings
> Sent: Friday, April 22, 2016 11:38 PM
> Subject: Re: LED Visuals

Dear Olcayto,
All element in the Disco/Studio 54 reference pictures you have sent us are colourful 3D objects or light fixtures which in an animation space also translate into 3D object with volumetric lighting and adds to the complexity and render time???
If this is not a new brief and all you want is changes made to the 2D we have generated then this needs further elaboration and clear description, by tomorrow 9am UK time… From what I understood from your previous email there was nothing about the 2D concept you and Serhat likes. We are more than happy to deliver what you want but it is as such unclear.
Best wishes,
Nicoline

> On 22 Apr 2016, at 21:19, Olcayto wrote:

BENDEN NICOLE ve diğer ilgili kişilere:

Hello dear friends,
Could I get some information regarding the necessity to go with 3D now (as Nicoline wrote) while we could go with 2D before.
We just did not like the patterns and the colors.
As we did not see anything but a drawing we are not in a position to not be happy with 2D and ask for 3D.
Or maybe I did not understand what you mean.
So could you please make it more clear for us to understand.
And Katie maybe if we have a chance to see the %80 job you have already finished we can have a better idea.
Thanks in advance
Olcayto

Katie-Jane Yates-Smith şunu yazdı:

Hi all,
I just thought I should email everyone with regards to the plan moving forward and explain the processes we went through this week with regards to the LED screens.
Our first iteration of boards was heavily CGI / 3D and we were asked to simplify and rework the ideas using a simpler colour palette and less busy patterns, following a much more 2D route.
Having had new boards signed off we started to animate the designs and work on the transitions between the animations, and put it roughly to track. The team have been working towards delivery today / tomorrow and so from our side we were 75-80% through the job before hearing about the change in direction.
I’ve had some refs over from Nicoline, I understand these go part way towards explaining the new brief. However, we will need, please, a fully executed brief sent over this weekend, so that first thing Monday morning we will be able to hit the ground running on the new brief. We are unable to start this weekend as I don’t have the resource booked. I think Nicoline has said she will be sending the new brief over to us, please can I ask that you have all signed it off before we are sent it. Thank you.
>
I understand the new delivery deadline is Friday, 29th April at the very latest so I will have a team in place to meet this deadline, but will need prompt feedback from your side to ensure we don’t stray from the schedule. Once I have a brief I will work out a schedule and circulate it so we are all working towards the same dates.
Perhaps we should have a conference call, with yourselves, Nicoline, myself and Jason on Monday morning to ensure we are all on the same page. I can send out dial in details if needed.
Thanks so much and look forward to catching up on Monday.

MARCO’DAN SON KARAR KONUSUNDA YETKİLİ KİŞİNİN BENİM OLDUĞUMA DAİR tüm ilgili kişilere:

On 22 Apr 2016, at 16:33, Marco Vannuzzi wrote:

Hi KJ,
Thanks for your prompt reply.
Please find in copy Nicoline and Olcayto, that you know, who is the person in charge for the artistic part.
You can speak to HIM updating him step by step about the content, like you did for the holos.
I am at your disposal for anything else you might need regarding the part connected to the budget.
Thanks
Best
Marco

Sonuç olarak Stockholm’e gitmeden önce elimizde karşılıklı olumlamalar sonrasında titilikle hazırlanmış ve ve bizi tatmin eden hologram çekimlerimiz vardı.

Tüm hazırlıklarımızı yapmış bir biçimde içimiz de rahat olarak Stocholm’e hareket ettik.

Serhat’ın arzusu üzerine “çekirdek ekip” olarak tanımladığımız ekipte yer alan tüm kişiler önce İstanbul’da buluştuk ve  Stockholm’e uçuşu İstanbul üzerinden ve Business Classs olarak yaptık.

Stockholm’e indiğimizde bizi iki mihmandarımız karşıladı.

Pasaport işlemlerimiz son derecede hızlı bitti ve otelimize geldik.

Normal Avrupa oteli odalarının üç misli büyüklüğünde bir odaya girince şaşırdım ama gardrop bugüne kadar gördüğüm en küçük gardroptu. Bir elbise standı getirterek bu işi çözdüm.

I Didn't Know

Mihmandarlarımız İle Globe Arena’da

Otele daha yeni girmiştim ki telefonum çaldı . Karşımda bundan 30 sene önce Stockholm’e yerleşen çok eski arkadaşım Aydın Ertan vardı.

Onun Stockholm’de olduğunu tümden unutmuştum. Aydın Hair müzikalinden arkadaşım olan ve Stockholm’de yaşayan arkadaşım Türhan Eteke’den geleceğimi duymuş ve oteli sürekli arayıp otele giriş yaptığımı öğrenince hemen kendini bizim otele atmış.

Hair Müzikali’nden arkadaşım Türhan Eteke İle

Aydın Ertan Ve Arkadaşları İle
1978 , 1982 ve 1987’de vaktimin çoğu yarışma alanında geçmiş , diğer yarışmacıların hepsi ile beraber olmuş , birbirimizi çok yakından tanımış, hatta yakın arkadaşlar olmuştuk.

Stockholm’de ise prova saatiniz yaklaştığında sizi Globe Arena’ya götürüyorlar provanız bittiğinde ise hemen otelinize geri bırakıyorlardı.

Bunun tek faydası yukarıda da yazdığım gibi Stockholm’ü çok yakından tanımam oldu ama yarışma gecesi hariç Eurovision heyecanını nerede ise hiç yaşayamadım.

2016’nın olumlu olan tarafı ise prova sırasında en ince konunun bile size soruluyor olması, şarkıcı ve vokalistlerin kulaklıklarına gelen sesten yayına verilecek sese kadar fikrinizin alınması hatta çekimlere dahi müdahale edebilyor olmanız idi.

Hiç bir şeye müdahale edemediğimiz için bu konular 1987’de bizim için büyük bir sorun oluşturmuştu.

STOCKHOLM EUROVISION BASIN TOPLANTISI

STOCKHOLM FOTOĞRAFLAR

Bu sayede ilk prova tam istediğimiz gibi geçmese de ikinci provada sesler yerine oturmuştu

İLK PROVA

İKİNCİ PROVA

İlk günden beri memnun kalmadığım sahne arkası görselleri de yarışma gecesi nihayet istediğim şekle dönüşecekti.

Aslında bu konuda büyük bir sürpriz ile karşılaştık. Sahne arkasındaki görüntülerden sorumlu olan kişi Nicole idi ve hologram konusunu yetkililerle bir çok kez konuştuğunu biliyorduk. Ama her nedense Stockholm’e gelmemiz sonrasında yapılan görüşmelerde birden bunun çok zor ve “extra” bir talep olduğu , yeni bir konstrüksiyon yapılmasının gerektiği ileri sürülerek önümüze bir fatura kondu.
San Marino bu faturayı ödemeye razı olsa bile yapılacak olan değişkliklerin hologram görüntülerinin net olarak görülmesini sağlayacağından emin olamadık ve önemli bir vakit ve para harcanan bu projeden vazgeçmek zorunda kaldık.

Allah’tan ileride şarkımız için yeni bir klip yapılması söz konusu olacak ve bu görüntüler de orada kullanılarak işe yarayacaktı.

Sovyetler Birliği ve Yugoslavya’nın dağIlması sonrasında katılımcı ülke sayısı çok arttığından son yıllarda Eurovision iki yarı final olarak başlıyor ve bu finallerde başarılı olan ülkeler daha sonra finalde yarışıyorlardı.

Ancak Big Five olarak adlandırılan beş imtiyazlı ülke ; Fransa, Almanya, İtalya, İspanya ve İngiltere bunun dışında kalıyor ve doğrudan finale gidiyorlardı.

Biz ilk yarı final gecesinde yarışıyorduk.

Hızla ortalıktan kaldırdığımız ilk video klip sonrasında biraz zor günler geçiren Serhat burada geçirdiğimiz günler sırasında çeşitli bloggerlar ile yaptığı röportajlar sonrasında yavaş yavaş sevilen bir figür olmaya başlamıştı . Hatta medya mensupları kendileri ile yapılan röportajlarda San Marino’nun bu oylama sisteminde çok az şansı olmasına rağmen provalarda gördükleri Serhat’ın başarılı olduğunu ve şansı olabileceğini vurguluyorlardı.

Serhat San Marino @ Eurovision 2016 red carpet

ESCKAZ in Stockholm: Serhat (San Marino) rehearsal Media review

Ama şurası bir gerçekti ki San Marino yine de bu yarışmada şansı en az olan ülkelerden biriydi.

Salondaki seyirciden çok büyük alkış alan bir performansa rağmen puanlar açıklandığında gördük ki 18 ülke arasında 68 puan alarak 12. olmuş ve ilk 10’a giremediğimiz için finallere çıkma şansını kaybetmiştik.

Serhat – I Didn’t Know (San Marino) Live at Semi – Final 1 of the 2016 Eurovision Song Contest
Buna rağmen aldığımız 68 puan San Marino’nun o yıla kadar aldığı en yüksek puan idi.

San Marino bizden önceki yıllarda Ralph Siegel gibi 25 kez katılım ile Eurovision’da hem en çok tecrübeye hem de 1.lik de dahil olmak üzere oldukça iyi derecelere sahip bir besteci ile katılmış olmasına rağmen bu puanın yanına bile yaklaşamamıştı .Örnğin bizden bir yıl önce 2015 yılında Ralph Siegel ile sadece 11 puan alarak 16. olmuşlardı.

2023 yılında ise 0 puan alarak işlerinİn ne kadar zor olduğunu bir daha göstermiş oldular.

Yarışmanın finaline kalamamış olsak bile Serhat ve vokalistleri daha sonraki günlerde Stockholm’ün en popüler ekibi olarak davetten davete , partiden partiye giderek şarkımızı seslendirdiler.

NOT:

2017 yılında San Marino 1in360 adlı bir şirket ile birlikte internet üzerinden dünya çapında bir yarışma düzenledi. 1050 müracaat sonrasında finalde yarışmak üzere 11 yarışmacı seçildi. Uzun bir aşama sonrasında da San Marino’yu temsil etmek üzere seçilen besteciler Mathias Strasser ,Zoë Straub, Christof Straub ve Lorenzo Salvatori şarkıcılar ise Jessica Muscat ve Jennifer Brenning oldular. Bu tüm dünyaya açık uzun seçim prosesine ragmen sadece 28 puan alarak sondan ikinci olmaktan ileri gidemediler.

Serhat 2019 yılında bir kez daha San Marino adına yarışmaya katıldı. 2016 sonrası geçen iki yıl içinde tanınırlığı çok artmış, I Didn’t Know’un Martha Wash ile yaptığı düeti Bilboard listelerine girmiş, tüm Eurovision bloggerları onunla röportajlar yapmış, ilk klibimiz yayınlandığında en ağır yazılardan birini yazan ve oldukça etkili bir internet sayfası olan wiwibloggs.com bu kez 2017 yılında Serhat’ı yeniden görmek istiyoruz başlıklı bir yazıda bunun için 13 sebep yayınlamıştı. Bunlardan biri olarak da finale kalamadığımızın belli olmasından bir gün sonra wiwijam organizasyonunda şarkının orijinalini seslendirerek seyircileri baştan çıkartmasını saydı.

13 reasons we want Serhat to return to Eurovision 2017

Hatta Eurovision yarışmalarının en çok takip edilen sayfası olan ESCNEWS 2016 yılı bittikten sonra aşağıdaki paylaşımı yapmış ve gerçek kazananın Serhat olduğunu ilan etmişti. Bu bir anlamda da doğru idi ve birazdan da göreceğiniz gibi bu yarışmadan en karlı çıkan Serhat ve bizim şarkımız olmuştu.

Not: Eurovision oylamasında bir oylama SMS ile, diğer bir oylama Profesyonel Jüri ile yapılıyor. Birinciyi ise bu iki jürinin toplam oyları belli ediyor. Bu fotoğrafta SMS 1. si olan Rusya , Jüri 1.si 1.si olan Avustralya ve toplam oy ile 1.liği kazanan Ukrayna’nın yanında asıl kazananın Serhat olduğu vurgulanıyor.

Hakkında çıkan yazılarda Serhat’tan artık King Of Disco olarak bahsediliyordu.

Because when Serhat’s at the disco, he is the king of the club. San Marino: Second rehearsal at Eurovision 2016.

All songs are undeniably Serhat, with fusions of disco, swing and dance music, … The disco king will be going for the “smart-casual” look, …

2019’da bu avantajları arkasına alan Serhat yarı finalde jüri oylarında 17 ülke arasında 14. Olmasına ragmen kazandığı popülarite sonrasında SMS oylarında 4. olarak finale çıktmayı başardı.

Finalde ise SMS oylarında 26 ülke arasında 10. sırada yer almasına ragmen jüri oylarında ancak 22. olabildiğinden.yarışmayı 19. Sırada bitirdi.

Ben yarışmaya katılacağımızın belli olduğu ilk günden beri hep “kazanmaktan ziyade dikkat çekmeye bakmalıyız” diyordum.

Bunu saçma sapan şeyler yapalım da dikkat çekelim manasında değil San Marino olarak bu sistemde puan almakta zorluk çekeceğimizin bilinci içinde şarkımız, sahne performansımız, sahne dışındaki davranışlarımız ile dikkat çekelim manasında söylüyordum.

Bu fikrimi de şu cümle ile destekliyordum : SERTAB KAZANDI DA NE OLDU. Eurovision 1. liği öncesinde nerede ise hala aynı yerde , hatta belk daha bile aşağısında müzik hayatına devam ediyor.

Ve tam olarak da öyle oldu.

Yarışmanın hemen sonrasında çok ilginç gelişmeler yaşamaya başladık.

Yarışma biteli daha 1 ay olmamıştı ki bugüne kadar hiçbir Türk şarkıcısının yer almadığı ve bence daha uzun yıllar da alamayacağı ZDF’nin ünlü televizyon programı Fernsehgarten’den bir teklif aldık.

Olcayto Ahmet Tuğsuz, Fernsehgarten Giriş Kartı

29 Haziran 2014’te Fernsehgarten en uzun soluklu canlı açıkhava programı olarak Guiness Rekorlar Kitabı’na girdi. Program 28 yıldır aralıksız devam etmektedir. Bugüne kadarki toplam yayın süresi 49.507 dakika 31 saniyedir ve aralıksız 334 güne denk gelecek şekilde canlı olarak yayınlanmıştır..

Fernsehgarten programı ZDF televizyonun da yer aldığı uçsuz bucaksız bir açık alanda sahnelenen ve sanatçıların şarkılarını bir büyük ve birkaç küçük sahnede icra ettikleri Almanya’nın en önemli televizyon programlarından biridir. En yakın şehir olan Frankfurt’tan 40 kilometre uzakta olan bu alana ayakta seyirci olarak girmek isteyen binlerce insanın ödedikleri ücret 100.- Euro’dan başlıyor.

Haziran ayındaki ilk programda Serhat ve dansçılarımız büyük sahnede Je M’adore adlı şarkımızı seslendirdiler.

Serhat – Je M’adore Live Performance (Fernsehgarten 12 06 2016)

Watch Serhat’s Performance to ZDF Fernsehgarten

Yine hiç umulmadık ve görülmedik bir şekilde daha bir ay dahi geçmeden Temmuz ayı için gelen teklif ile Serhat yine büyük sahnede ama bu kez I Didn’t Know ile programda yer aldı.

Bu kadar popüler bir programda üst üste iki kez yer alabilmek ancak geçtiğmiz proramda çok büyük bir rating ve beğeni almış olmamız ile mümkün olabilirdi.

Serhat – I didn’t know (ZDF Fernsehgarten)

Gördüğümüz bu ilgi bizi son derecede mutlu etmişken bu kez de ZDF’in kış aylarındaki en önemli “show” programı olan Willkomen bei Carmen Nebel ‘den bir teklif geldi ve Serhat bu programda Almanya Dans Listeleri’nde 1.liğe kadar yükselen Je M’adore ‘u bir kez daha seslendirdi.

Carmen Nebel Serhat Je m´adore ohne Ansage

Eurovision sıralamasında bizim üstümüzde yer alan bir çok şarkıcı ülkelerine eski hayatlarına geri dönmüşlerken biz ise Avrupa’nın en gelişmiş ve en yüksek nüfusuna sahip ülkesinin en çok izlenen iki programında üç kez sahne almıştık.

İngilizce’de bir tabir vardır . “What more can I ask, yani “Bundan fazla ne isteyebilirim”.

Biz de işte artık bu ruh hali içinde büyük bir mutluluk yaşarken bu sefer de okyanuslar ötesinden , ABD’den hiç ummadığımız hatta hayal bile edemeyeceğimiz bir teklif geldi

Serhat da ben de son yıllarda kafamızı iyi bir “disco” tarzı şarkı yapmaya takmıştık. Klip sonrası düştüğümüz zor durumdan bizi kurtaran slow bir şarkı olan I Didn’t Know’un disco versiyonunu yapmış olmamız da zaten bu düşüncemizin bir sonucu idi..

Kader yine ağlarını örmüştü.

2016 yılında Eurovision Yarışması ilk kez ABD’de yayınlandı. It’s Raining Man ve Gonna Make You Sweat gibi dünyaca ünlü hitlerin sahibi ve ünvanı da Disco Kraliçesi olan Martha Wash’ın menajeri James Washington yarışmayı izliyor ve I Didn’t Know’un Martha Wash için çok uygun bir şarkı olduğunu düşünüyor.

Serhat’ı biraz araştırıp da onun daha önce yaptığı düetleri görünce kafasında bir şimşek çakıyor.

Şarkıyı hemen Martha’ya izlettiriyor ve onun da onayını aldıktan sonra Serhat ile ilişkiye geçiyorlar.

Ve çok da uzun sürmeyen ön görüşmelerden sonra Martha Wash 2017 yılının Nisan ayında (22 Nisan Liselerarası birlikte) bu düeti yapmak üzere İstanbul’da idi.

Babajim stüdyosunda şarkının Martha Wash’lı vokal kayıtlarını yaptık.

MARTHA WASH

Böylelikle büyük emek harcadığımız ama Eurovision’da kullanmamızın mümkün olmadığı “hologram” görüntülerinin nihayet bir işe yaradığı video klip sonrasında da inanılmaz bir gelişme oldu.

Şarkımızın dünyanın girilmesi en zor ve en prestijli listesi olan Billboard American Dance Charts’a ilk hafta dünyanın en büyük isimlerinden David Guetta’nın önünde 37.sıradan listeye girdi, bir hafta sonra da henüz o yıl Beatles’ın en çok satan sanatçı rekorunu kıran Drake ve Celine Dion gibi isimlerin üstünde 27. sıraya çıktı.

Bu listede Amerikan diskotek ve gece kulüplerinde en çok çalınan şarkılar yer alıyordu.

Bu benim gibi daima büyük hedefleri olan birinin bile hayal edemeyeceği kadar büyük bir başarı idi.

Bugüne kadar hiçbir Türk bestecisi ve şarkıcısı bu TV programlarına çıkmadığı ve bu listeye girmeyi başaramadığı gibi yakın bir gelecekte bunun mümkün olabileceğini de hiç sanmıyorum.

Mümkün olması halinde de en çok sevinenlerden birinin ben olacağımdan kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü bu ülkemizdeki müzik anlayışının nihayet benim arzu ettiğim yönde bir gelişme yaşadığını gösterir.

Ve en sonunda da Serhat benim haberim dışımda Martha 20 yıla yakın yazarlik ve Gurme Kurulü üyeliği yaptığım Kernan Erçetingöz’e ait “gecce.com”un o yıla kadar organizasyonlarını tümü ile benim yaptığım Mekan Ödülleri Töreni’nde sahne alarak ve birlikteo güne kadar yaptığımız tüm şarkıları da söyleyerek Türkiye’ye ve en önde gelen simalarına da kendibni tanıtmış oldu.

Serhat Total Disguise adlı bestemi söyleyip bestecisi olarak da ismimi anons edince o gece aynı masayı paylaştığım Güneri Cıvaoğlu bu şarkının son yıllarda en beğendiği şarkı olduğunu ve bestecisinin de şarkıyı söyleyenin de Türk olduğundan hiç haberim yoktu diye şaşkınlığını gizleyemedi. Ertesi gün de güzel bir yazı yazdı.

Gecenin esprisi de yine ertesi gün masamızda oturan Çağla’dan geldi.

Popüler Linkler

Talas Amerikan Koleji

Talas Amerikan Koleji

Talas Amerikan Ortaokulu’nda ilk müzik grubunu kurdu. Bu gruba davulcu olarak seçtiği Ayhan Sicimoğlu halen bu alanda popüler bir isim.

Tarsus Amerikan Koleji

Tarsus Amerikan Koleji

Lise öğretimi için Tarsus Amerikan Koleji’ne geçti. Bu okulun ananevi müzik grubu olan Echoes’ın Ritm Gitarist ve Solisti, aynı zamanda da lideri idi.

Yeni Bir Gün Başlıyor

Besteler

Bir Beste Yapsak 45’liği ile başlayan bestecilik hayatım Yeni Bir Gün Başlıyor, Naciye ve Leyla ile devam etti…

Eurovision 2016

Eurovision

1978 yılında Dağhan Baydur, kuzeni Zeynep Tuğsuz ve Nilüfer ile birlikte başlayan Eurovision macerası 2016’ya kadar sürdü…

Rock Grupları

Rock Grupları

2013 yılında kurduğu ve solistliğini de kendisinin yaptığı PERVANE adlı rock grubu ile tüm söz ve müziklerin kendisine ait olduğu MANOLYA adlı…