Eurostars

FİBA ABD’de yapılan NBA All Stars benzeri bir organizasyonu Avrupa’da da yapmaya karar veriyor…

EUROSTARS BASKETBOL EU

Eurostars: 132 Ülkede Canlı Yayınlanan
Basketbol All Stars

FİBA ABD’de yapılan NBA All Stars benzeri bir organizasyonu Avrupa’da da yapmaya karar veriyor.

Avrupa’da top oynayan basketbolcular arasından bir seçim yapılarak Doğu ve Batı karmaları oluşturulacak ,NBA All Stars’da da olduğu gibi 3 sayılık atış, smaç , tek pota maçlar gibi bazı yarışmalar da yine organizasyonun içinde yer alacak.

FİBA bu kararı aldıktan ve yapılacakları belirledikten sonra bunu üyesi olan tüm basketbol takımları ile paylaşıyor ve ÜLKER bu büyük organizasyonun birincisini İstanbul’da yapmaya talip oluyor.

O yıl Ülker Basketbol takımının İdari Koordinatörü olan Ümit Tarhan organizasyonun büyüklüğü karşısında birlikte çalışabileceği bir çözüm ortağı arıyor ve bu konuda aklına gelen ilk kişi Ahmet San oluyor.. Ahmet San da benim Pavarotti konusunda onun için yaptığımın bir benzerini yaparak bu konu için en doğru adres Olcayto Ahmet Tuğsuz ve şirketi Promot diyerek Ümit Tarhan’a benimle görüşmesini öneriyor.

Yaptığımız ilk görüşmede Ümit Tarhan bana FİBA yetkililerinin bu organizasyon konusunda son derecede titiz davrandıklarını , prensip olarak organizasyonu onlara vermeyi kabul etmiş olsalar da son kararı vermek için İstanbul’a geleceklerini ve son kararlarını karşılıklı yapacağımız görüşme sonrasında burada vereceklerini anlatıyor.

Eurostars
Eurostars Tel Aviv Boyun Kartı
Toplantı günü geldiğinde tek başıma toplantıya katılıyorum.

Toplantı salonuna girdiğimde beni şaşırtan bir kalabalık ile karşı karşıya kalıyorum.

FİBA’nın İsviçre, ABD ve İtalya’da yerleşik değişik departmanlarından en az 10 kişi toplantı için İstanbul’a gelmişler.

Konuyu anlatmaya başladıklarında ben her konu ile ilgili onların aklına gelmeyen bazı fikirler ortaya atıyorum .Bazı fikirlerine hiç katılmadığımı söylüyorum. Hatta şimdi gülerek hatırlıyorum da bana henüz biraz şüphe ile yaklaştıkları görüşmenin başlarında bir ara ayağa kalkarak Kiss Me Kate müzikalinden “ Anything You Do I can Do Better ( Siz Ne Yaparsanız Ben Daha İyisini Yaparım) şarkısını söylemeye başlıyorum.

Ve o güne kadar yabancı şirketlerin yöneticileri ile yaptığım tüm toplantılarda olduğu gibi bana çok doğru sorular sorup cevaplarımı dinledikten sonra da “ tamam sana bırakıyoruz ne istiyorsan onu yap” diyorlar
Sadece ben heyecanlı olmayacağını söylememe rapğmen 3 sayı atışı yarışmasında kendi kararlarında ısrsr ediyorlar.Ama organizasyon günü 3 sayı atışının ilk etabı yapıldıktan sonra ara verildiğinde bana gelip “ tamam tamam senin söylediğin gibi yap” diyorlar.

Aklımda sadece tek bir şey var. Bu organizasyonun NBA All Stars organizasyonundan çok daha görkemli olması.

Elimde de bunun gerçekleşmesinde kullanacağım iki teknik imkan var.

Robot ışık adı verilen bir ışık sistemi dünyada daha çok yeni çıkmış. Bunu kesinlikle kullanmalıyız.

Ses sistemi ise dünyaca ünlü bir rock grubu kapalı bir spor salonunda ne kullanıyor ise aynı kalitede olmalı.
Ve işin en önemli noktası iki takımın oyuncularının tek tek tanıtılarak sahaya davet edildikleri bölümü sıkıcı olmaktan kurtarmak.

Bu bölüm için bize her oyuncunun takdiminde kullanılacak yaşı, boyu ve basketbol kariyerinin yer aldığı bir metin veriliyor.

Bir sabah kahvaltımı yapıp bu metinleri okurken kafamda bir ışık çakıyor ve bu bölüm için Eurostars adında bir şarkı yapmaya karar veriyorum.

Bunu düşündüğüm anda melodi de ilk bölümün sözleri de zihnimde beliriyor.

Oyuncu takdiminin altında ter alacak olan özgün müziğin sonunda da her oyuncunun ülkesini en iyi anlatacak popüler bir melodi olacak. Örneğin İtalyan oyuncular için Baba filminin müziği ABD’li oyuncular için Living İn America adlı şarkının melodisi.

Bu şarkının ilk bölümünü çocukların söylemesi gerektiğine karar verince Radyoevi’ne gidiyorum ve Süheyl (Denizci ) abinin yardımı ile çocuk korosundan bir seçim yapıyorum.

Maçtan bir gün önce Abdi İpekçi Salonu’na giriyoruz. Bu Pavarotti organizasyonundan sonra bu salona ikinci girişimiz.

Herkesin şaşkın bakışları arasında dev bir ses ve ışık kulesini tavana çekiyoruz.

Bize organizasyon boyunca yardımcı olacak minik ve genç basketbolcular ile iş bölümünü yaptıktan sonra önce küçük şarkıcılarımız daha sonra da dansçılarımız ile provalarımızı yapıyor ve sonra da ödül töreni de dahil olmak üzere bütün akışı baştan sona bir kaç kez geçiyoruz.

En önemli konulardan biri ödül töreninin bundan önce hep olduğu gibi bir curcunaya dönmemesi. Gazetecilerin hepsini bir çizgi arkasında tutmaya kararlıyım.

Organizasyon saati yaklaşıp da kapılar açıldıktan çok kısa bir süre sonra salon tıklım tıklım doluyor.

Emniyet Müdürlüğü güvenliğin sağlanması için kalabalık bir polis gücü göndermiş.

Yasakların ve yasaklayıcı tedbirlerin insanlar üstünde olumsuz bir etki yarattığını bilecek kadar tecrübeliyim. Amirleri ile görüşüp kendisine teşekkür ettikten sonra ortalıkta bir polis dahi görmek istemediğimi , polis arkadaşlarımız için içeride çay kahve ve atıştırmalıklar hazırladığımızı ve ancak ben elimdeki telsiz ile yardım istersem salona girmelerini rica ediyorum.

Bu onu biraz şaşırtsa da dediklerimi kabul ederek tüm polis gücünü fuayeye alıyor.

Yayın saati geldiğinde salonu bir anda daha önce dünyada hiç bir basketbol maçında görülmedik şekilde zifiri karanlık yapıyoruz. Karanlığın içinde birden beliren küçük şarkıcımız sadece onu ve arkasındaki koro arkadaşlarını aydınlatan bir takip ışığının altında sahanın ortasına doğru yürüdükten sonra bugün düşündükçe bile hala şaşırdığım kadar saliselik bir senkron içinde “playback” olarak verdiğimiz müziği sahanın ortasında tam olması gerektiği yerde yakalayarak en ufak bir ağız hareketini kaçırmadan söylemeye başlıyor. İkinci tekrarda koro arkadaşları da ona katılıyor ve kopan büyük bir alkış ile gece başlıyor.

Ama seyircileri daha da büyük şoka sokan basketbol sahalarında o gün ilk defa gördükleri ama bugün NBA ve Euroleague’de artık standard uygulama haline gelen basketbolcuların “robot ışıklar” ve “takip ışıkları” ile sahaya çıkışları oluyor.

Sahada da “gobo” adı verilen ışıklarla Eurostars logoları dolaşıyor.
Yani bugün NBA ‘de standart hale gelen maç öncesindeki ışık düzenini biz onlardan yıllar önce yapıyoruz ve bunu İstanbul’da gördükten sonra ABD’ne taşıyorlar. İstanbul’dan hemen sonra bu organizasyonu üstlenen Tel Aviv ve Berlin bunu yapamadı.

Lisan bilgisi ve tecrübesine ilave olarak zekasına da güvenerek büyük bir isabetle sunucu olarak seçtiğim Korhan Abay her oyuncunun takdimini ona verdiğim kısıtlı müddet içinde ve müziğe salisesi salisesine uyarak yapıyor ve en büyük korkum olan sunum kaymalarına izin vermeyerek yüreğime su serpiyor.

Daha sonrası maç , çeşitli yarışmalar ve aktiviteler ile son derecede akıcı bir biçimde geçiyor.

En korktuğum an maçın bittiği an çünkü çok iyi biliyorum ki ellerinde kağıt kalem ya da top olan bir çok basketbol fanatiği hayranı olduğu basketbolculardan imza almak için kendilerini sahaya atacaklar ve ortalık birden karışacak.

Bunun için de kendimce insan psikolojisine uygun olduğunu düşündüğüm ve daha önce farklı ortamlarda farklı şekillerde denediğim bir çözüm yolu buluyorum.

Scoreboard maçın bitiş sinyalini verdiği anda tüm salonun ışıklarının bağlı bulunduğu şalterin başında benim sinyalimi bekleyen bir Staras çalışanı şalteri indirerek salonu bir anda karanlığa boğuyor. Ve tam o an yerinden kalkarak sahaya atlamayı planlayan herkes yerinde kalıyor. Şalter üç saniye sonrasında tekrar açılıp elektrikler geri geldiğinde ise beyinleri onlara artık yerlerinde kalmalarını söylüyor.

Ödül töreni de en ufak bir aksaklık olmadan ve medya mensupları planladığımız gibi onlar için ayrılan bölgeyi terk etmeden büyük bir düzen içinde gerçekleştiriliyor ve benim de hayatımda en çok keyif duyduğum organizasyonlardan biri böylece sona eriyor.

FİBA organizasyondan o kadar memnun kalmıştı ki önce FİBA’nın her şeyi olan Genel Sekreter Borislav Stankovic’den bir teşekkür mektubu geldi.

daha sonra da ileride gerçekleşecek Eurostars organizasyonlarını da bizim yapmamızı istediler. Ama organizasyonu alan ülkeler buna şiddetle karşı çıktığından ve büyük harcama gerektiren bu organizasyonu üstlenecek ülke bulmak da kolay olmadığından bu konuda fazla ısrarcı davranamadılar.

Bununla beraber bir sene sonra Tel Aviv ve iki sene sonra Berlin’de yapılan Eurostars 1997 ve 1998 Eurostars organizasyonlarına FİBA danışmanı ve VIP konuğu olarak katıldım.

Yaptığım müzik daha sonraki organizasyonlarda da kullanıldı ve Tel Aviv’de yapılan 1997 Eurostars kataloğunun ilk sayfasında da Eurostars Song by Olcayto Ahmet Tuğsuz diye yazılı idi.

İş, Sanat ve daha fazlası için, benimle iletişime geçin.

Olcayto Ahmet Tuğsuz

Olcayto Ahmet Tuğsuz