Je M’adore
Söz üzerine yaptığım tüm şarkılarda olduğu gibi bunu da bestelemem beş dakika sürdü.
JE M’ADORE JE M’ADORE JE
JE M’ADORE
Nektarios Tyrakis’ten gelen şarkı sözlerinden biri de I’M MOVIN ON başlığını taşıyordu.
Söz üzerine yaptığım tüm şarkılarda olduğu gibi bunu da bestelemem beş dakika sürdü.
Brüksel’e giderek Total Disguise ve Chocolate Flavour ‘dan sonra kayıtlarını yaptığımız ilk şarkı da bu oldu.
Bu şarkıda bir değişikliğe giderek aranjör olarak stüdyonun “tonemaster” ı Eric Renwart’ın arkadaşı ve daha önce vocal kayıtlarında birlikte çalıştığımız Guy WAKU’yu denemek istedik.
Guy ise kayıtlar yapılırken bile yerinde duramayan, sürekli dans eden biri olduğundan bu şarkı için iyi olabileceğini düşündüm.
Kayılar bittiğinde I’m Movin On ritm ve groove olarak tam istediğim gibi olmuştu.
Bilmiyorum sonucunun böyle olacağını hayal ediyor muydu ama Serhat şarkıyı Paris’te yaşayan ve yıllardır müzik sektörünün içinde yer alan bir tanıdığına gönderdi.
Ve aniden harika bir haber aldık.
Bir şirket bu şarkıyı Fransızca sözler ile piyasaya sürmek istiyordu.
Fransızca sözleri de Kanada asıllı olduğu için Fransızca şarkılar da söyleyen Celine Dion’un söz yazarlarından Jacque Veneruso yazacaktı.
Hiç Fransızca bilmiyor olmama ragmen sözlerin şarkıya İngilizce sözlerinden bile daha çok yakıştığını hemen anladım.
Fransızca sözlerde şarkının kısa bir bölümünün bir kadın şarkıcı tarafından söylenmesi düşünülmüştü.
Bunun için aklımıza ilk gelen isim şarkının tanıtımına katkısının büyük olacağını düşündüğümüzden Fransa’nın en ünlü filozoflarından Bernard Henri Levy’nin ondan da daha ünlü olan oyuncu, şarkıcı, yönetmen ve manken eşi Arielle Dombasle oldu.
Bernard-Henri Lévy (Wikipedia)
Arielle stüdyoya geldi, tanıştık ama görüşmelerimizde bize ayıracağı zamanın çok ksıtlı olacağını gördüğümüzden anlaşmamız mümkün olmadı.
Şu an maalesef ismini hatırlayamadığım stüdyonun “tonemaster” ı kız arkadaşı Emilie Smill’in şarkıcı olduğunu söyledikten sonra bir kaç şarkısını dinletip fotoğraflarını da gösterdiğinde aradığımız kişinin o olduğundan yüzde yüz emin oldum.
Daha sonra gelen Emilie de kendi bölümünü söyleyince elimizde bizi çok mutlu eden bir Fransızca şarkı ile İstanbul’a döndük.
Sırada şarkının klibi vardı.
Klip için bizimle çalışmak üzere bir şirket görevlendirilmişti. Bu şirket klip yönetmenine karar vermişti ancak dansçı seçimi konusunda titiz olduğum için o elemeyi birlikte yapacaktık.
Birlikte yapacak olsak da seçimimiz sonuçta onların getirdikleri dansçılarla kısıtlı olacaktı.
Eğer getirdikleri dansçılar benim kriterlerime uygun çıkmazsa, çekim için ayrılan gün hemen ertesi gün olduğundan başka bir alternatifimiz olmayacaktı.
Bu nedenle Serhat ve ben onların hazırladığı “casting” gününden iki gün önce Serhat ile Paris’e gittik.
Kıbrıs Cratos Oteli’nde bir konaklamamda otelin klübünde olağanüstü dansçılar görmüş ve bu dansçıları nereden bulduklarını sorduğumda beni Paris’te uzun yıllardır en üst düzeyde dnsçılık yapan Utku BAL isimli bir Türk genci ile tanıştırmışlardı.
Paris’e hareket etmeden önce Utku’yu araryıp bize bir dansçı “casting” I organize etmesini rica ettim.
Bu “casting” için Serhat’ın iyi ilişkileri nedeni ile Paris’in en görkemli otellerinden biri olan Grand Intercontinental Paris’in bir salonunu kullandık.
Utku beni mahçup etmemişti ve salona gittiğimizde 50’ye yakın dansçı yerlerini almış bizi bekliyorlardı.
Hepsine toplu olarak dans ve tavır olarak ne görmek istediğimi anlattıktan sonra her birininden tek tek Je M’adore müziği ile içlerinden geldiği gibi dans etmelerini istedim.
Sıra bizim için hazırlanan “casting” i yapıp oradaki neticeye göre son kararımızı vermeye gelmişti.
Casting başladığında büyük bir şaşkınlık yaşadım. Karşımızda düşündüğümden çok daha profesyonel bir ekip vardı.” Casting”in yapılacağı mekan ve ön hazırlıklar mükemmeldi. Casting başladığında bu düşüncemden iyice emin oldum. Karşımızda hem fizik hem de yetenek olarak olağanüstü dansçılar vardı.
Hepsi de birbirinden iyi adaylar arasından en iyilerini seçmek hem kolay hem de zor oldu. Çünkü bir çoğunun seçiminde çok küçük ayrıntılar öne çıkıyordu.
Ama kısa bir sürede seçimi yapmayı başardım.
Günün ilginç olaylarından biri de “casting” den sorumlu siyahi bir erkeği klibin en başında senaryo gereği olayın geçtiği klübün “body guard”ı rolünde oynamaya ikna etmem oldu.
Bu arada iki dansçının seçiminde de ilginç bir anekdot yaşadım.
Daha sonra da sayısız kez birlikte çalıştığımız Carla ve Aurelie dansçı adayları arasında fizik olarak çok öne çıkıyorlardı.
Dans etme sırası Carla’ya geldiğinde daha henüz 10 saniye geçmemişti ki müziği durdudum ve “OK” dedim. Carla merak ve endişe ile “ne oldu” diye sordu. Ben de “eper ben senin daha çok dans etmeni isteseydim bu davranışım danstan hiç anlamadığım manasına gelirdi” dedim.
Ama sırası ondan önce gelen Aurelie dans ederken sabırla müziğin bitmesini beklemiştim. Ertesi gün buluştuğumuzda Carla bana bunun sebebini sorduğunda dedim ki “Aurelie kendini göstermekten o kadar mutlu oluyor ki dansını yarıda kesseydim bana çok kızardı.” Carla “ilk defa gördüğün bir insanı nasıl bu kadar iyi tanıyabiliyorsun” dedi ve kahkahalara boğuldu.
Klip çekimi de son derecede profesyonel bir biçimde yürüdü.
Mekan olarak eski bir bira fabrikası seçilmişti. Biz burayı bir klüp olarak kullanacaktık.
Styling mükemmel idi ve eski bir dansçı olduğunu öğrendiğimiz PIA ile ileride hem “styling” lerde hem koreografilerde birlikte çalıştık.
O günü daha iyi anlatmak için sanırım bu videolar ve fotoğraflar yazılardan daha yararlı olacaktır.
Alman ZDF Televizyonu için gittiğimiz bir canlı yayın öncesi Carla ile Aurelie arasındayım.
CASTING NOTLARI 1
CASTING NOTLARI 2
CASTING NOTLARI 3
CASTING NOTLARI 4
CASTING NOTLARI 5
CASTING NOTLARI 6
CASTING SONUÇLARINI YAZDIĞIM KAĞIT
Sırada montaj vardı ve biz ekip olarak İstanbul’a geri dönerek klibin bitmiş halini beklemeye başladık.
Montajlanmış hali bize ulaştığında beni tatmin etmeyen birkaç nokta vardı. Bu yüzden hemen ilk uçakla Paris’e gidip istediğim düzeltmeleri olabildiğince yaptırdım.
Klibin YoutTube’a eklenmesi ile yine yüzümüz güldü çünkü izlenme sayısı hızlı bir biçimde artmaya başladı.
Tanıdığımız ve tanımadığımız kişiler tarafından “remix”ler yapılmaya başlandı…
Je M’adore (Play-Pause Remix Qmosimann)
Je M’adore (Rico Bernasconi Remix)
Ama bizi en çok mutlu eden kısa bir süre sonra UK Dance Charts‘da 2.liğe…
German Dance Charts’da ise 1 numaraya yükselmemiz oldu.
Bir Fransızca şarkı ile bu listelere girmemiz mutluluğumuzu daha da artırdı.
Bir Fransızca şarkı ile Almanya’nın en prestijli TV Kanalı olan ZDF’in en sevilen programı olan ve dünyaca ünlü yıldızların sahne aldığı Fernsehgarten’e davet edilmemiz de.
On 29 June 2014 the ZDF Fernsehgarten appeared in the Guinness Book of World Records as the longest running live open-air entertainment show. The programme has run continuously for 28 years. Total airtime to date is 49,507 minutes and 31 seconds and were broadcast live, equivalent to 34 days at a stretch.
Ve Almanya’nın yine en popüler TV programlarından biri olan Willkomen bei CARMEN NEBEL’e…
Bu arada çıktığımız yol uluslararası başarılara doğru giden bir yol olduğu için çok da peşinde olmamamıza rağmen Je M’adore Türkiye’de ses getirdi ve Serhat 2015 yılının Altın Kelebek Ödülleri’nde sahne almak üzere davet edildi. Burada Je M’adore dışında sözü ve müziği bana ait olan There Must Be A Way adlı şarkıyı da seslendirdi.
Welcome to Carmen Nebel – Wikipedia
Golden Butterfly Award Ceremony 2016 – Je M’adore
Serhat – Must Be a Way (29 kasım 2015 Pantene Altın Kelebek Ödüleri)
GECCE:COM’un gelenekseel hale gelen ve her yıl ünlü sanatçıların sahne aldığı MEKAN ÖDÜLLERİ TÖRENİ’nin 2018 yılı konuğu da Serhat idi.
Gecce Mekan Ödülleri 2018 (Gecenin Özeti)
Başarımızdan dolayı mutluyduk ama farkında olmadığımız şey JE M’ADORE’ un bize bir kaç sene sonra çok daha önemli kapılar açacağı idi..
Bkz. I Didn’t Know
Popüler Linkler
Talas Amerikan Koleji
Talas Amerikan Ortaokulu’nda ilk müzik grubunu kurdu. Bu gruba davulcu olarak seçtiği Ayhan Sicimoğlu halen bu alanda popüler bir isim.
Tarsus Amerikan Koleji
Lise öğretimi için Tarsus Amerikan Koleji’ne geçti. Bu okulun ananevi müzik grubu olan Echoes’ın Ritm Gitarist ve Solisti, aynı zamanda da lideri idi.
Besteler
Bir Beste Yapsak 45’liği ile başlayan bestecilik hayatım Yeni Bir Gün Başlıyor, Naciye ve Leyla ile devam etti…
Eurovision
1978 yılında Dağhan Baydur, kuzeni Zeynep Tuğsuz ve Nilüfer ile birlikte başlayan Eurovision macerası 2016’ya kadar sürdü…
Rock Grupları
2013 yılında kurduğu ve solistliğini de kendisinin yaptığı PERVANE adlı rock grubu ile tüm söz ve müziklerin kendisine ait olduğu MANOLYA adlı…